Türkiye’de 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimleri yaklaşırken konu Alman basınında giderek daha fazla ilgi görüyor.
Hafta sonu ve hafta başında çeşitli gazetelerde yayınlanan yorum, haber ve analizlerde seçimin farklı yönleri irdeleniyor.
‘ERDOĞAN GÜCÜNÜ BIRAKMAYABİLİR’ UYARISI
Frankfurter Allgemeine Zeitung’da (FAZ) Pazartesi günü yayınlanan “Türkiye yol ayrımında” başlıklı haberde, 14 Mayıs seçimlerinin ‘Türkiye’yi yepyeni bir yöne götürebileceği’ belirtiliyor. “Depremin korkunç sonuçları doğrultusunda Erdoğan seçimi kaybetmekten korkmalı” yorumunda, Kemal Kılıçdaroğlu’nun “renksiz” bir aday olarak görüldüğü vurgulanırken, bu aslında iktidar için avantaja da dönüşebilir. muhalefet:
“74 yaşındaki eski sosyal güvenlik görevlisi bir tür Erdoğan karşıtı: Karizmatik değil, ayakları yere basmayan, mütevazı, dürüst. 13 yıldır CHP’nin başında olan Kılıçdaroğlu’nun gerçekçi bir şansı var. Mevcut seçimlerde Erdoğan’ı sarayından kovun.”
Türkiye’nin önünde bir “kader seçimi” olduğu değerlendirmesine yer verilen FAZ analizinde, Erdoğan’ın seçimi kaybetse bile iktidardan vazgeçmeye istekli olmayabileceği uyarısında bulunuluyor:
“Kılıçdaroğlu çoğu ankette önde. Erdoğan’ın işi zor olacak. Dört hafta içinde her şey olabilir, yüksek sesli ya da sessiz. Ülkedeki değişim havasına rağmen Türklerin çoğu otokrat Erdoğan’ın 20’den sonra sahneden ineceğini hayal edemiyor. Erdoğan için seçim hayati önem taşıyor: “Olası bir yenilginin ardından Erdoğan ister istemez bizzat kendisinin politize ettiği yargının odak noktasına gelebilir.”
Analizde seçimlerde hile yapmanın da mümkün olduğu savunulmaktadır.
‘TÜRKİYE’NİN MÜLTECİ SİYASETİ GÜÇLENECEK’
Tartışılan bir diğer konu da partilerin mülteci politikalarının seçimlere etkisi.
Tagesspiegel gazetesinde hafta sonu yayınlanan yorumda, muhalefetin Erdoğan yönetimini “açık kapı politikası” izlemekle suçladığı, hem hükümetin hem de muhalefetin mülteci politikalarının sert ve aynı zamanda sert olduğu belirtiliyor. benzerlik göstermek:
“Mayıs seçimleri öncesi hem iktidar hem de muhalefet Suriyeli mültecileri evlerine gönderme sözü veriyor. Erdoğan’ın AKP seçim beyannamesi Suriyelilerin evlerine ‘gönüllü, inançlı ve onurlu’ döneceklerini duyuruyor… “Görüşmelere hazırlanmak için adımlar attı. Suriyelilerin dönüşünde Yıllarca Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile herhangi bir bağlantısını inkar eden Cumhurbaşkanı, şimdi Esad ile görüşmeye çalışıyor. Esad, seçimlerde Erdoğan’a yardım etmek istemediği için bu teklifi reddediyor.”
Açıklamada, seçimlerin muhalefet lehine sonuçlanması halinde yeni Türk hükümetinin daha sert bir göç politikası izleyeceği ve buna hazırlıklı olunması gerektiği belirtiliyor:
“Mayıs ayında Ankara’da bir iktidar değişikliği olursa Avrupa, Türkiye’nin bu konuda daha sert bir tavır takınacağına hazırlıklı olmalı. Cumhurbaşkanlığı adayı Kılıçdaroğlu, Euronews’e verdiği yanıtta mülteci anlaşmasıyla ilgili ‘Önce Türkiye’ yanıtını verdi.”
‘ERDOĞAN’IN BAŞARISININ ANAHTARI’
Öte yandan hafta sonu yayınlanan Welt am Sonntag gazetesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın memleketi Rize’den bir analize yer verildi. “Erdoğan’ın dünyaya hükmettiği yer. Türkiye Cumhurbaşkanı’nın başarısının anahtarı liberal Batı kıyılarından uzakta” olarak adlandırılan analizde, ‘kalesi’ olarak görülen Rize’deki zaferin önemi değerlendiriliyor. ‘ AKP’nin, bu kez kesin değil.
Son dönemde Türkiye genelinde artan hayat pahalılığı ve hükümetin felaketi yönetememesi nedeniyle Erdoğan’a desteğin azaldığı görüşünde olunan haberde, buna rağmen Erdoğan’ın liderliği kaybetmesinin kesin olmadığı belirtiliyor. seçim:
“Ülkedeki iktidar yarışının galibi hala belirsiz. Mayıs seçimlerine ilişkin anketler kıyasıya bir yarış öngörüyor. Erdoğan’ın rakibi Kılıçdaroğlu’nun muhalefet ittifakının zaferi kesin görülmemeli.”
‘ERDOĞAN’IN İKİ ŞİRKETİ VAR: KILIÇDAROĞLU VE ENFLASYON’
İş ve ekonomi dergisi Capital’in Almanca versiyonunun analizinde, Türkiye ekonomisindeki durumun seçimin sonucunu doğrudan belirleyebileceğine dikkat çekiliyor. Türkiye’nin içinde bulunduğu ‘ağır enflasyon’un Erdoğan’ın seçimi kaybetmesine neden olabileceği de belirtiliyor:
“Ekonomik olarak alışılmışın dışında bir yaklaşım benimseyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, fiyatların artmasından sorumlu. Bu onun seçim zaferine mal olabilir… Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Mayıs’ta yeniden seçilmesini engelleyebilecek iki rakibi var. Biri muhalefet adayı. , Kılıçdaroğlu, diğeri yüksek enflasyon.”
Türkiye’deki gıda enflasyonuna da değinilen haberde, “Aşırı fiyat artışları nedeniyle Türklerin alım gücü giderek düşüyor. Özellikle gıda maddelerinde. Bu da Erdoğan’ın popülaritesini azaltıyor” deniyor. Erdoğan’ın “Atatürk’ten sonraki en güçlü siyasetçi” olduğunun da değerlendirildiği metinde, Erdoğan’ın olası yenilgisinin “çığır açan” bir gelişme olacağı belirtiliyor.
‘ERDOĞAN ALMANYA’DA DAHA POPÜLER’
Alman siyaset ve kültür dergisi Cicero, Türkiye’deki durumun aksine Almanya’da yaşayan Türklerin çoğunlukla Erdoğan’ı desteklediğine dikkat çekiyor:
“Hükümetin kriz yönetimini ve kronikleşen ekonomik krizi eleştiren herkes ‘terörist’ yaftalanma tehlikesiyle karşı karşıya. Hem Türkiye’de hem de Almanya’da. Evet, Alman Türkleri on yıllardır Almanya’da yaşıyor. Ancak pek bir şey bilmiyorlar. Güncel siyasi gelişmeler hakkında Alman basınından değil, Türk hükümetine bağlı, ana dillerindeki gazete ve televizyon kanallarından alıyorlar.”
Cicero’nun analizinde Almanya’da yaşayan Türkler ile Türklerin seçmen davranışlarındaki çelişkiye dikkat çekiliyor:
Almanya’da azınlık haklarının güçlendirilmesi için çalışan ve ağırlıklı olarak sol görüşlü olan Sosyal Demokrat Parti’ye (SPD) oy verirken, Türkiye’de kadın ve azınlıklara pek sıcak bakmadığı bilinen bir partiyi tercih ediyorlar.” (DW Türkçe)
